Jübile yâhut Bir Özge Temâşâ

"Uygarlığın," dedi "kuş tüyü yatağından atla, hisset küreyi ayaklarınla ve vurup darmadağınık et çakıl taşlarını..." • Rüzgâr gibi geçip giden hayatta hatırlamaya ve dolayısıyla yazmaya değer son yaşantım Koçdüzü’nde yaptığım yüksek dağ yürüyüşüydü. O sene yayla evini toparlayıp bir sonraki sene tekrar açmak üzere kapatması için annemi yaylaya çıkarmış, o işleriyle meşgul olurken ben de günübirlik bir yürüyüş yapmıştım. Ardından hoşnut olmadığım döngü tekrar başladı: Yaz tatili bitti, okullar açıldı, sıkıcı memuriyet sorumlulukları bir bir yüklendi, boğucu evrak işleri yığıldı vs… Sonbahar ve kış aylarında Trabzon’daki ahbaplarımın tek tük ziyaretlerini takip eden kısa etkinlikler dışında kayda değer bir yaban yaşantısı olmadı. Döngünün yaz kısmı tekrar gelince bir süredir sönüp gittiğini hissettiğim yaban iştahımın tekrar kabarır gibi olduğunu duyumsadım. Kişiliğimin mutadı olduğu üzre hayata dair sorunlarla teorik olarak cebelleşmenin abesliğini özümsemeye başla...